“Ben Sürrealizmin ta kendisiyim” Bu söz 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından Salvador Dali’ye ait. Gerçeküstücülük olarak da bilenen bu akım, Avrupa’da iki dünya savaşı arasındaki dönemde gelişen bir sanat akımıdır. İspanyol ressam ve özgün baskı sanatçısı Dali’nin eserleri 23 Aralık ile 26 Şubat 2012 tarihleri arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’de gezilebilir. Tophane-i Amire binasında gerçekleşen sergi 3 ana bölümden ve toplam 121 eserden oluşmakta. “İlahi Komedya” “Sürrealizm İzleri” ve “Gala İle Akşam Yemeği”
İlahi Komedya
1950’li yılların başlarında dönemin İtalyan hükümetinin, Dante’nin 700. doğum günü şerefine Dali’den İlahi Komedya’yı resimlemesini istemesi üzerine ortaya çıkan yapıtlar, Dali’nin, sanat eleştirmenleri ile kendisinin, kariyerindeki en dikkate değer eserler olarak görülmektedir. Sanatçı tarafından resmedilen 100 sulu boya çalışma, dönemin uzman ağaç oymacıları tarafından sanatçının gözetimi altında 3000’in üzerinde ahşap blok kullanılarak yeniden üretilmiştir. Bu süitte Dali, Dante’yi arzın derinliklerindeki Cehennem’den Araf’a ve Cennet’e seyreden yolculuğunda takip etmektedir.
Sürrealizm İzleri
“Sürrealizm İzleri” Salvador Dali’nin 9 adet renkli basım litografileri içermektedir. Litografiler 1971 tarihinde Paris’te yapılmıştır. Bu eserlerinde oluşturduğu düşsel atmosfer, hayal ile gerçeği ayırmanın mümkün olmadığı plastik bir evreni imler. Dali’nin asıl hedefi gündelik hayatı sarkastik bir tavırla hayal’in evine dönüştürmekti. “Sürrealizm İzleri” Dali sembolizminin ve sürrealizminin örnek niteliğindeki çalışmaları olarak kabul edilmektedir. Burada yer alan koltuk değnekleri, saatler, kelebekler, Gala ve Dali’nin kendisi, sanatsal izleğine ışık tutan önemli sembollerdir.
Gala İle Akşam Yemeği
1971 yılında resmedilen “Gala ile Akşam Yemeği” 12 adet renkli litografiden oluşur. Çocukluğundan beri aşçı olmayı hedefleyen Dali, bu hayalini 68 yaşında, efsane restoranların ve aşçılarının menü ve tariflerinden oluşturduğu, sürrealist gastro-estetik hikâyelerini bir araya getirdiği bu seride gerçekleştirir. Renk ve ışık oyunlarıyla dolu bu çalışmalarda Dali, açlıktan ölmek üzere olan sanatçıya vurgu yapar ve sanatçı, yemek parası olmadığı için aç kalan birisi olarak değil, tutkularıyla yanıp tutuşan, sanatı, aynı yemek yer gibi hazla, abartıyla ve gösterişle sindiren bir kimse olarak betimlenir.
“Gala ile Akşam Yemeği tamamen haz almaya adanmıştır ve diyet reçeteleri içermez.”
Dali’yi daha önce gezmediyseniz, bu son haftayı kaçırmayın! Kalabalık açısından erken gitmekte fayda var. Sergiyi gezmemi sağlayan sosyal medyadaki taze enerji, LimonSocial’a teşekkür ederim.
Bol yaratıcı günler…